27 Eylül 2017 Çarşamba

Meraklıyım Ezelden

Merak... Kapalı kapılar, set çekilmiş inşaat alanları, "girilmez" yazan tabela arkaları, hepsi Tolga'nın tutkulu merakını cezbetmek için varlar :) Hepsinin de illaki bir aralık yeri vardır ve Tolga'yı o aralık önünde bulmak işten bile değildir :)


En Müthiş Arşivci

Dünyaya bir daha gelse arşivciler kralı olurdu :) Fotoğraflarımız bilgisayarda konularına, tarihlerine göre ayrı ayrı durur. Arkadaşlar "çiftler" diye isimlendirilmiş, ayrılan çift olursa klasörleri de ayrılmıştır. Film arşivi, konusuna ve kronolojik sırasına göre durur. Bazen DVD'leri çıkarıp bakıp rastgele bir yere koysam hemen anlar. Bu arşivin bir de Excel kaydı vardır :) San Francisco Migros* şubesi Aslı'sının fotoğraflarından öyle bir arşiv yapmıştır ki Aslı bile görünce "bana bundan bir tane CD yap" demiştir :)

*Moda Migros Tolga'dır, San Francisco Migros Aslı'dır; birbirlerine öyle derler :)

26 Eylül 2017 Salı

Her Detayda Bulur Beni

Beklenmedik detaylarda beni görür, kaydeder, saklar :) Evde yıllar sonra gördüğüm içinde bana dair  pek çok bilginin belgenin olduğu klasörü açınca şaşkına dönmüştüm. İlkokul karnelerim, sağlık raporlarım, çektirdiğim dişim, kestirdiğim saçım, vesikalık fotoğraflarım, kartvizitlerim, yaptırdığım tahlil sonuçları, diş filmleri, ultrason görüntüleri... kısaca bana dair ne varsa tüm dokümantasyonu saklamış tarih sırasına dizmiş ve bakarken hayretler içinde kalmamı sağlamıştır :)





Kimi Bekliyor Camda?

M.S. 2014. İşten çok geç çıktığım bir akşam... Tolga hasta, ateşi var ben de geç kalmanın üzüntüsüyle eve geliyorum camda beklediğini görünce içeri girip "hasta hasta bu soğukta camda beni mi bekliyorsun" diyerek yanına gidiyorum. İlk an ne diyeceğini bilemez halde bana bakıyor ve muzipçe "dürüm söylemiştim onu bekliyordum" diyor :) Gecenin 1'i ve camda dürüm bekleyen Tolga; alışık olduğumuz sahneler :)

Kim Boyuyor Bu Duvarları?

M.S. 2007. Sıcak bir yaz gecesi, ben bilgisayarda çalışırken Tolga kalkıp kendine iş çıkaracak bir şeylerle uğraşıyor. Dışarı çıkıyor, içeri giriyor, bir şeyleri temizliyor, süpürüyor sürekli bir hareket halinde. Neden sonra hiç ses çıkmadığını farkedip kalkıyorum "nerede acaba" diye pencereden bakınca elinde bir rulo fırça ve bir kova boyayla apartmanlara yazılmış yazıları boyarken görüyorum :) Beğenmediği sözleri tamamen kapatıp, beğendiği resimlerin etrafından özenle geçerek tüm sokakta krem renkli bir yama cumhuriyeti yaratmış halde şaşkın halime bakıyor ve "ne zamandır aklımdaydı iyi oldu böyle" diyor :) Sokaktaki her çöp, her mama kabı, her kirli duvar ondan sorulur :) Her sabah erkenden dışarı çıkar ve mama kaplarını temizler, suları tazeler, bazen yavru martılara uçmayı öğretmeye çalışır; benim evden çıkmamı sokağın nabzını tutarak bekler :)

21 Eylül 2017 Perşembe

Halıdaki Deliklerin Sırrı

M.S. 2006, henüz evlenmemişiz Tolga'nın Moda'daki evinde tadilat yapılacak ve evlendikten sonra orada oturacağız. İşten çıkınca Moda'ya gidiyorum, yavaş yavaş eşyaları topluyoruz. Her gittiğimde halıfleks üzerinde bazı yuvarlak kesikler görüyorum. Sayıları gün geçtikçe artınca merak edip soruyorum. "Sokakta yavru kediler var gece araba altında kalmasınlar diye eve alıyorum, daha yavru oldukları için halıya çiş yapıyorlar ben de nasıl olsa halıfleksler kaldırılacak diye çiş yaptıkları yeri kesip atıyorum" demişti :) Her zaman pratik bir insan oldu ve bunu hayatına, hayatımıza öyle güzel yerleştirdi ki herhangi bir durum karşısında akılcı bir çözüm bulmak için onun penceresinden bakmam yetiyor :)

19 Eylül 2017 Salı

Annemin Kaybolan Anahtarı

M.S. 2005. Beyoğlu'nda bir fotoğraf çekimindeyim. Karlı bir kış günü. Annem arayıp işten eve dönerken kayıp düştüğünü söylüyor. O arada da anahtarlarını kaybettiğini ve eve giremediğini... Benim de işim uzun, aklıma bir arkadaşımla anahtarlarımı göndermek geliyor ve kurtarıcım Tolga'yı arıyorum :) Kadıköy'den anahtarları alıp Acıbadem'e anneme götürüyor. Anneme "düştüğün yere gidelim ben anahtarları bulurum" diyor. Annem dönüp her yere baktığı halde bulamadığı için çok umutsuz ama kendinden emin Tolga'ya karşı koyamıyor :) Ve Tolga kendi koymuş gibi bir bahçe duvarı üzerinde anahtarları buluyor :)  Nasıl buldun, nereden bildin orada olduğunu deyince de cevabı " biri bulup yüksek bir yere koymuştur diye düşündüm, elimi attım oradaydı" oluyor :)

Kapıya Bırakılan Öğle Yemekleri

M.S. 2004. Düşünün iş yerindesiniz öğle yemeği saati ve kapı zili çalıyor. Kapıyı açıyorsunuz kapı koluna asılmış bir paket var ama etrafta kimse yok :) Paketi açıyorsunuz içinde ev yemekleri :) Merakla pencereye gidince aşağıdan el sallayan bir Tolga :) Öyle düşünceli öyle ince öyle muzip :) Çok güldüm bu yazıda ama hatırladıkça gülümsememek mümkün değil :) o çalan kapı ziliyle neler neler asılmıştı o kapı koluna, mor ayıcıklar, çikolatalar, minik kaplarda öğle yemekleri...
Üşenmez her gün Kadıköy'den Acıbadem'e gelir sabah beni durakta bekler 5 dakika otobüs yolculuğuyla beni işe bırakır yürüyerek Göztepe'ye annesine gider öğle yemeği paketiyle geri gelir akşama kadar civarda bekler akşam yine beni eve bırakır ve yürüyerek Moda'ya geri dönerdi. Tüm bu yürüyüşler en zayıf olduğu dönemi yaşamasına sebep oldu :) Sonra ben Maslak'ta çalışmaya başlayınca bu durum son buldu yoksa ne olurdu bilmiyorum :)

Başlarken... "tolgababacanıanlamak" çok iddialı bir isim farkındayım :) Çünkü O anlatılmaz yaşanır :) Her yaptığıyla olay ol...