17 Eylül 2078 Cumartesi

Başlarken...

"tolgababacanıanlamak" çok iddialı bir isim farkındayım :) Çünkü O anlatılmaz yaşanır :) Her yaptığıyla olay olur, kahkahaya boğar, yok artık dedirtir, şaşırtır... Onunla yıllar geçirmemişseniz yaptıklarına kahkahalarla eşlik edemeyebilirsiniz, önce mutlaka bir duraklar şaka mı gerçek mi diye ayırt etmeye çalışırsınız :) Tamam ben bazen durdurmaya, susturmaya, normalleştirmeye çalışıyorum -refleks olarak, itiraf ediyorum :) Ama bir yandan da iyi ki diyorum, iyi ki böyle bir insanla yaşıyorum.

Birlikte geçirdiğimiz yıllara şöyle bir dönüp bakıyorum, 14 yıla yani… Aklıma hep çok güldüğüm anlar geliyor ve hep “bunu başka biri yapmazdı” dediğim anlar…

O’na dair yazacak pek çok şey var aslında ama ben üzerine günler, haftalar, aylar ve yıllar eklenirken daha az anımsamaya başlanıp ve hatta silinebilecek bazı yaşam anlarını buraya kaydetmek için bu blog'u yazmaya karar verdim.

Önce kısacık bir özgeçmişle tanıyalım, kim bu Tolga Babacan?

9 Ekim 1973’te İstanbul’da doğmuştur. Aslen Selanik’lidir. Annesi ve babası o çok küçükken ayrılmış ve her ikisinin de yeni evliliklerinden birer kız kardeşi olmuştur. Okul hayatı, anaokuluyla başlayıp lisede okulu bırakmayla mola vermiş, ticaret lisesiyle devam etmiş, meslek yüksek okulu muhasebe bölümüyle şenlenmiş ve açıköğretim işletme bölümüyle son bulmuştur. Bu süreç yaşanırken haksızlığa tahammülsüz bünyesi ve özgür ruhu nedeniyle pek çok farklı işe girip çıkmıştır. Şırnak ve Kuzey Irak gibi zorlu bölgelerde tamamlanan uzun dönem askerlikten sonra İstanbul’a dönmüş ve Kadıköy barlar sokağında Hint Çayı Cafe’de çalışmaya başlamıştır. Ardından ısrarlara dayanamayarak :) “düzgün bir iş” olarak görünen bireysel emeklilik işine girmiş ve çarkın bir dişlişi olmak istemeyen bünyesi burada da kendini belli ettiğinden meslek değiştirerek mezunu olduğu bölüme mecburi bir giriş yapmıştır. 11 yıldır muhasebeci olarak bir inşaat firmasında çalışmasına rağmen bilmeyenler için daha çok gönüllü olduğu bir STK’da maaşlı çalıştığı sanılmaktadır :)

Fotoğraflı Özet:

Ve biz nasıl tanıştık?

M.S. 2003. Bendeniz üniversite sonrası mezun olduğum fotoğraf bölümü konusunda ne yapacağıma karar veremeyince Akmar Pasajında bir kitabevinde çalışmaya başladım. Bir taraftan da birkaç arkadaş Kadıköy barlar sokağında resim, müzik, fotoğraf dersleri verdiğimiz bir atölyeyi yaşatıyorduk. Sevgili annem her zamanki sosyal insan haliyle iş yerinde tanıştığı siyah beyaz fotoğraf basacak birini arayan Avusturyalı bir fotoğrafçıya, (PTT’de konu nasıl oraya gelmiş olabilir bilmiyorum) “kızımın karanlık odası var fotoğraflarını basabilir” diyerek bizi buluşturma kararı almış. Beni arayıp “saat 18:30’da Rexx Sinemasının önünde ol, Vera isminde bir fotoğrafçı seni bekleyecek” dedi. Ben de  o gün sigarayı bırakmaya karar vermişim 15328 kez :) nasıl huysuzum. Saat 18:30’u geçmiş ne gelen var ne giden bir taraftan anneme söyleniyorum bir taraftan etrafımda sigara içen insanlara içten içe kızıyorum. Derken biri gelip “ateşin var mı” demez mi yetmeyip sigarasını yakıp yanıma oturmaz mı! Ve ben dayanamayıp ondan bir sigara almaz mıyım :) ve henüz Tolga'nın kuzeni olduğunu bilmediğim insana az ilerideki atölyeden bahsetmez miyim ve o da gidip Tolga’ya “karşı binada sizin okuldan fotoğraf mezunu biri varmış” demez mi, o da çat kapı gelip “burada Kocaeli Üniversitesi Fotoğraf’tan biri varmış kim o” demez mi, evet tüm bunlar oldu ve biz tanıştık :) o gün bugün birlikteyiz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Başlarken... "tolgababacanıanlamak" çok iddialı bir isim farkındayım :) Çünkü O anlatılmaz yaşanır :) Her yaptığıyla olay ol...